We use “have to + infinitive” to say something is necessary or obligatory.
(“To + mastar” bir şeyin gerekli yada zorunlu olduğunu belirtmek için kullanırız.)
Examples (Örnekler):
I have to get up at 7am every day.
(Her gün sabah saat 7:00’de kalkmam gerekiyor.)
You have to drive on the left in Australia.
(Avustralya’da trafikte sol tarafta sürmen gerekiyor.)
We use “don’t have to + infinitive” to say something is not necessary or obligatory.
(“Don’t have to + mastar” bir şeyin gerekli olmadığı yada zorunlu olmadığını belirtmek için kullanırız.)
Examples (Örnekler):
He doesn’t have to work on Sundays.
(Onun Pazar günleri çalışması gerekmiyor.)
We don’t have to wear a uniform at school.
(Bizim okulda uniforma giymemiz gerekmiyor.)
To make questions we use “do/does”.
(Sorular sormak için “do/does” kullanırız.)
Examples (Örnekler):
Do I have to go?
(Gitmem gerekiyor mu?)
Does he have to bring his CV?
(Onun öz geçmişini getirmesi gerekiyor mu?)
We use “must + infinitive” to talk about rules and obligations.
(“Must + mastar” kurallar ve yükümlülükler hakkında konuşmak için kullanırız.)
Examples (Örnekler):
You must turn off your mobile before boarding the plane.
(Uçağa binmeden önce cep telefonunu kapatman gerekiyor.)
At this company you must work 40 hours a week.
(Bu şirkette haftada 40 saat çalışman gerekiyor.)
We use “mustn’t + infinitive” to say something is prohibited.
(Bir şeyin yasak olduğunu belirtmek için “mustn’t + mastar” kullanırız.)
Examples (Örnekler):
You mustn’t smoke here.
(Burada sigara içmemeniz gerekiyor.)
You mustn’t park here.
(Burada park etmemeniz gerekiyor.)
NB: We can also use “can’t + infinitive” to talk about rules.
(NOT: Aynı zamanda kurallar hakkında konuşmak için “can’t + mastar” kullanabiliriz.)
Examples (Örnekler):
You can’t smoke here.
(Burada sigara içemezsiniz.)
“Must” and “have to” are very similar, but there is a small difference.
(“Must ve have to” birbirlerine çok benzerler, ancak aralarında küçük bir fark vardır.)
We normally use “have to” for a general obligation from an outside source, such as work or the law.
(Normalde “have to” harici bir kaynak tarafından dayatılan, iş veya kanun gibi, genel bir yükümlülük için kullanırız.)
Examples (Örnekler):
I have to go to a meeting tomorrow. (because your boss told you to)
(Yarın bir toplantıya katılmam gerekiyor. (çünkü patronunuz size öyle söyledi))
We normally use “must” when the speaker imposes the obligation, such as a teacher to students, or even to yourself.(Normalde “must” konuşmacının bir yükümlülüğü dayattığı, mesela bir öğretmenin öğrencilere, yada kendinize karşı bile, durumlarda kullanılır.)
Examples (Örnekler):
You must finish the assignment by Friday. (because you are imposing the rule)
(Görevi Cuma’ya kadar bitirmiş olman gerek. (çünkü kuralı siz empoze ediyorsunuz))
I must lose some weight. (because you believe so)
(Biraz kilo vermem gerekiyor. (çünkü siz öyle olması gerektiğine inanıyorsunuz))
NB: “Mustn’t” and “don’t have to” have completely different meanings.
(NOT: “Mustn’t ve don’t have to” nun tamamiyle farklı anlamları bulunmaktadır.)
Compare (Karşılaştırın):
You mustn’t go.= You can’t go. It’s prohibited.
(You mustn’t go.= Gidemezsiniz. Bu yasak.)
You don’t have to go.= You can go if you want, but it’s not necessary.
(You don’t have to go.= İsterseniz gidebilirsiniz, ancak bu gerekli değil.)