We use “a” or “an” with singular countable nouns:
“A” veya “an” aşağıda belirtilen durumlarda tekil sayılabilir isimler ile beraber kullanılır:
– the first time you mention a thing or a person
(-ilk defa bir şey veya kişi hakkında bahsettiğinizde.)
Example (Örnek):
I saw a woman with a bicycle.
(Ben bisikletli bir kadın gördüm.)
– when you say what something is
(-bir şeyin nasıl olduğunu söylediğinizde.)
Example (Örnek):
It’s a beautiful dress.
(Bu çok güzel bir elbise.)
– when you say what somebody does
(-bir kişinin ne yaptığını söylediğinizde.)
Example (Örnek):
She’s an architect.
(O bir mimar.)
– when we don’t know, or it isn’t important which one.
(-bilmediğimiz zaman, veya hangisinin olduğu önemli olmadığı vakit.)
Example (Örnek):
He works at a school in Ankara.
(O Ankara’daki bir okulda görevli.)
– in exclamations with “What…!”
(-“What…!” ünlemleri ile beraber.)
Example (Örnek):
What a lovely day!
(Ne hoş bir gün!)
– in expressions describing frequency
(-sıklık açıklayan ifadeler.)
Example (Örnek):
Twice a month
(Ayda iki defa.)
We use “the”:
(“The” nin kullanım şekilleri:)
– when we talk about something we’ve already mentioned
(-daha önce bahsettiğimiz bir şey hakkında konuşursak.)
Example (Örnek):
I saw a woman with a bicycle and the bicycle was red.
(Bisikletli bir kadın görmüştüm, ve bisiklet kırmızı renkliydi.)
– when there’s only one of something
(-bir şey tek ise.)
Example (Örnek):
The Eiffel Tower is in Paris.
(Eyfel Kulesi Paris’tedir.)
– when it’s clear what you’re referring to
(-neye atıfta bulunduğunuz belli ise.)
Example (Örnek):
He opened the window.
(Pencereyi açtı.)
– with places in a town
(-şehirdeki mekanlarla ile ilgili.)
Example (Örnek):
Let’s go to the theatre tonight.
(Bu geceye tiyatroya gidelim.)
– with countries that are groups of islands or states
(- belli ada veya devletler grubundan olan ülkeler ile ilgili olarak.)
Example (Örnek):
I would like to visit the Philippines.
(Ben Filipinleri ziyaret etmek isterdim.)
– with superlatives
(-üstünlük belirten ifadeler ile.)
Example (Örnek):
It’s the most expensive room in the hotel.
(Otel’deki en pahalı oda.)
– with public places when we want to talk about the building.
(-bina hakkında konuşmak istediğimiz zaman kamuya açık yerler ile ilgili olarak.)
Example (Örnek):
Our house is directly opposite the hospital.
(Evimiz doğrudan hastanenin karşısında bulunuyor.)
We don’t use an article:
(Bir tanımlığı kullanmadığımız durumlar:)
– when we are speaking in general with plural and uncountable nouns
(-Genelde çoğul ve sayılamayan isimler kullanarak konuştuğumuz zaman.)
Example (Örnek):
Women are better drivers than men.
(Kadınlar erkeklerden daha iyi sürücülerdir.)
– with most towns, cities, countries and continents
(-çoğu kasaba, şehir, ülke ve kıta ile ilgili olarak.)
Example (Örnek):
I am from Perth in Western Australia.
(Ben Batı Avustralya’daki Perth’denim.)
– with some nouns (eg. home, work, school, church) after “at”, “to” or “from”
(-“at”, “to” yada “from” dan sonra bazı isimler (ör. home, work, school, church ile birlikte.)
Example (Örnek):
I’ll be at home at 9pm.
(Akşam 21:00’de evde olacağım.)
– before meals, days and months
(-öğünler, günler ve aylardan önce.)
Example (Örnek):
I always have breakfast before I go to work.
(İşe gitmeden önce hep kahvaltı ederim.)
– before “next”, “last + days”, “week”, etc.
(-“next”, “last” + “day”, “week”, vs. den önce.)
Example (Örnek):
I have exams next week.
(Gelecek hafta sınavlarım var.)
– for some public places (school, hospital, university, college, prison, etc) when we talk about what they
are used for in general
(-genel olarak ne için kullanıldıkları hakkında konuştuğumuz zaman bazı kamuya açık yerler (okul, hastane,
üniversite, kolej, hapishane, vs gibi) ile birlikte.)
Example (Örnek):
He studies law at university.
(O üniversitede hukuk okuyor.)