Welcome to Speak English ® online video lessons.
Speak English® online İngilizce video derslerine hoş geldiniz.
My name is Cari. I’ll be your teacher today and our topic is passive.
Benim adım Cari.Bugünkü öğretmeninizim ve konumuz İngilizce’de (passive) edilgen çatı.
So, first let’s look at the grammar for passive.
İlk olarak, İngilizce’de edilgen çatının dilbilgisi yapısına bakalım.
Am, is, are + verb 3 will be our present passive. So of course you need your subject, am, is, are, verb 3 and your object.
İngilizce’de “Am, is, are + V3” geniş zamanda edilgen çatıyı oluşturur. Tabi ki özneye, “Am, is, are + V3” ve nesneye ihtiyacınız olacak.
If I want to do past passive all I do is change it to was and were. So there’s our grammar today.
Geçmiş zamanda edilgen çatı yapısını kurmak istersem, tüm yapmam gereken İngilizce’de “was” ve “were” değişimini yapmaktır. Bugünkü İngilizce dilbilgisi notumuz budur.
Now let’s look at the concept.
Şimdi konsepte bakalım.
What is active?What is passive? So our concept today that’s very important to understand is the difference between active and passive.
İngilizce’de Etken çatı (active) nedir? İngilizce’de Edilgen çatı (passive) nedir? Öyleyse bugünkü konseptimiz İngilizce’de etken (active) ve İngilizce’de edilgen çatı (passive) arasındaki farkın ne kadar önemli olduğunu anlamak.
So let’s look at a few photographs that might help us understand the two concepts here.
Haydi buradaki iki konsepti anlamamıza yardım edebilecek bir kaç fotoğrafa bakalım.
So we’re looking at this, ah, this painting by Van Gogh, and you see a skeleton, and you see that the skeleton is smoking.
Şu an Van Gough tarafından yapılan resme bakıyoruz, bir iskelet görüyorsunuz ve bu iskelet sigara içiyor.
So with active and passive we see two different things here. We have a problem here. Is the skeleton active or passive?Normally skeletons will be dead. Therefore, they can’t breathe, they can’t move, they can’t eat.Normally a skeleton would, therefore, be passive. They’re dead, they can’t do anything. But, in this picture, we see that the skeleton is active. The skeleton is smoking. So sometimes this concept can be very difficult.
Burada İngilizce Etken (active) ve edilgen (passive) çatılı olarak iki farklı şey görüyoruz. Burada bir problemimiz var.İskelet aktif mi yoksa pasif midir? Normal olarak, iskeletler cansızdır.Dolayısıyla nefes alamaz, hareket edemez, yemek yiyemezler. Normalde bu nedenle iskelet pasiftir.Cansızdırlar ve hiçbir şey yapamazlar. Fakat bu resimde iskeletin aktif durumda olduğunu görüyoruz. İskelet sigara içiyor. Bu kavramın anlaşılması bazen çok zor olabilir.
Let’s look at, here we see another Van Gogh, a chair. So we see that normally a chair, is it breathing? Is it living? Is it moving? Is it eating? No. So chairs and other things will be passive.
Şimdi başka bir Van Gough tablosuna bakalım, bir sandalye. Bir sandalye görüyoruz, normalde bu sandalye nefes alıyor mu?O canlı mıdır? Hareket ediyor mu? Yemek yiyor mu? Hayır. Sandalye ve diğer objeler pasiftir olacaktır.
Ah, however, let’s look at the candle. Here we see a candle. Candles can’t move, can’t breath, can’t live. Technically, candles are passive.
Fakat şu muma bakın. Burada bir mum görüyoruz. Mumlar hareket edemez, nefes alamaz, cansızdırlar. Teknik olarak mumlar pasiftir.
However, we see that the candle has fire so now we can make a normal active sentence.
Ama mumun alevi var, bu yüzden normal etken çatılı bir cümle kurabiliriz.
The candle is burning, for example. So we’re using present continuous tense to talk about a candle.
Örneğin : “Mum yanıyor” İngilizcesi : (The candle is burning). Bu örnekte, mumdan bahsetmek için şimdiki zamanı kullanıyoruz.
So again, it’s complicated.
Tekrar belirtmek isterim ki İngilizce’de bu konu karışık.
Candles can’t move, can’t breathe, therefore, candles should be passive. However, this candle is active.Same for the light here.
Mumlar hareket edemedikleri, nefes alamadıkları için edilgen çatılı olmalıdır. Fakat bu mum aktif yapılıdır. Aynı durum buradaki ışık için de geçerli.
Let’s look at the next picture.
Haydi bir sonraki resme bakalım.
Here we have the Galata tower, we’ve got trees, we’ve got some people here, we have buildings… What is active and what is passive?
Bu resimde Galata Kulesi, ağaçlar, bazı insanlar ve binalar var. İngilizce Aktif ve pasif olan nedir?
For example(Örneğin);
The people.People are moving, they are breathing, they’re living. People are normally active.
insanlar. İnsanlar hareket ediyor, nefes alıyorlar, yaşıyorlar. Genel manada insanlar aktiftir.
The tower, the Galata Tower, passive or active?Not moving, not living, not breathing, not doing anything. Therefore the tower will be passive.
Galata Kulesi, pasif mi yoksa aktif mi? Hareket etmiyor, yaşamıyor, nefes almıyor, hiçbir şey yapmıyor. Dolayısıyla kule pasif olacaktır.
Trees, though, are trees active or passive normally? Well, trees actually are living, they are growing, so we can say that trees can be active.
Peki, ağaçlar aktif mi ya da pasif midir? Aslında ağaçlar yaşar, büyürler, bu nedenle ağaçların aktif olabileceğini söyleyebiliriz.
For example(Örneğin);
The tree is moving because of the wind.
“Ağaçlar rüzgâr nedeniyle hareket ediyorlar” İngilizcesi : (the tree is moving because of the wind).
Let’s look at one more photograph as an example.
Haydi örnek olarak son bir fotoğrafa bakalım.
All right, we have a painting of a cow.
Tamam, bir inek resmimiz var.
So let’s make an active sentence and passive sentence.
Haydi birer İngilizce etken (active) ve edilgen (passive) çatılı cümle kuralım.
Cows are breathing, cows are living, so we can make active sentences, for example, the cow eats grass.
İnekler nefes alıyorlar, yaşıyorlar, bundan dolayı etken çatılı (active) cümle yapabiliriz, örneğin “the cow eats grass” (İnek ot yer.)
We have a normal active sentence.
İngilizce’de normal etken (active) bir cümlemiz var.
But let’s think. Can cows be passive? And yes, technically, we can do a sentence, for example, the cow am,is,are for present passive, was, were for past passive, we’ll use present passive here, the cow is fed by the farmer.
Ama haydi düşünelim. İnekler pasif olabilir mi? Evet, teknik olarak bir cümle yapabiliriz, örneğin : İngilizce geniş zamanda pasif yapmak için “am, is, are”; İngilizce geçmiş zamanda ise “was, were” kullanırız ve burada İngilizce geniş zaman kullanacağız : “the cow is fed by the farmer” (İnek, çiftçi tarafından beslenir.)
So in this sentence, we have one active person and we have one passive person. In this sentence, the cow’s doing nothing. Right? Feed means to give food.
Bu İngilizce cümlede bir aktif konumda ve bir pasif konumda kişi bulunmaktadır. Bu cümlede inek hiçbir şey yapmıyor.Değil mi?“Feed” beslemek anlamına gelir.
Who is giving the food in this sentence? Is the cow giving the food? No. In this sentence, the farmer is giving the food.So we have the farmer as our object and we have the cow as our subject. So we can make active sentences about cows and skeletons and candles and we can make passive sentences about cows, skeletons, candles.
Bu cümlede yiyeceği veren kimdir? Yiyeceği veren inek midir? Hayır. Bu cümlede yiyeceği veren çiftçidir. Dolayısıyla bu cümlede çiftçi nesne, inek ise özne olarak yer alır.Dolayısıyla, inekler, iskeletler, mumlar hakkında pasif ve aktif cümleler kurabiliriz.
So let’s look at the different reasons to use passive.
Haydi İngilizce edilgen çatı (pasif) kullanımının değişik nedenlerine bakalım.
So the first reason to use passive is for emotions.
İngilizce’de Pasif yapının ilk kullanım nedeni duygular içindir.
So let’s look at some photographs of some different emotions.
Farklı duyguları anlatan bazı fotoğraflara bakalım.
Here we’ve got a baby and we’ve got a girl who seems surprised.
Bu resimde, şaşırmış görünen bir bebek ve bir kız var.
We have many, many, many different passive adjectives for emotions.
İngilizce’de duygularımızı anlatan pek çok farklı pasif sıfat bulunur.
So if we make a sentence about this baby, for example, we can say, the baby is sleepy.
Eğer bu bebek ile ilgili bir cümle kurarsak, örneğin, “the baby is sleepy” (bebek uykulu) diyebiliriz.
That’s not a passive sentence, right? Sleepy is just a normal adjective. But, if you remember, for passives, we use am, is ,are and then we use verb 3.
Bu bir İngilizce pasif (edilgen çatılı) bir cümle değil, öyle değil mi? “Sleepy (uykulu)” İngilizce basit sıfattır. Fakat şunu hatırlayın, İngilizce’de pasif (edilgen çatı) için “am, is, are” ve ardından V3 kullanırız.
So what is a similar word that means sleepy but is actually a verb 3? Tired, the baby is tired. So technically, the baby is tired is a passive sentence and the baby is sleepy is a normal active adjective.
Öyleyse benzer anlama sahip ama aslında pasif yapıda (V3) olan bir kelime nedir? Tired (yorgun)”, “Baby is tired (Bebek yorgun)”. Dolayısıyla “baby is tired” teknik olarak İngilizce pasif bir cümle; “baby is sleepy” ise İngilizce normal bir sıfattır.
So let’s look at, for example, this girl.
Haydi, örneğin şu kıza bakalım.
We’ll say she is, we can say many different adjectives, I’ll choose surprised.
“she is” şeklinde pek çok farklı İngilizce sıfat kullanabiliriz, ben “surprised” (şaşırmış) kelimesini seçeceğim.
So again, surprised is technically verb 3, and technically we have a passive sentence. So again, we have a lot of passive verb 3 adjectives that again, are passive sentences, they’re not an active sentence.
Öyleyese tekrar, “Surprised” (şaşırmış) İngilizce kelimesiteknik olarak İngilizce’de fiilin 3. halidir (verb 3) ve bu İngilizce cümlede teknik olarak edilgen çatılı bir cümle olur.İngilizce’de pek çok V3 edilgen çatılı pasif İngilizce sıfatlar bulunur ve tekrar, bunlar İngilizce pasif cümlelerdir, aktif çatılı değildirler.
Let’s look at a few more pictures.
Haydi birkaç farklı resme daha bakalım.
OK, so for example, we have this young man.He seems sad. So we can make a very easy active sentence. He is sad. Active sentence.
Tamam, bu resimde genç bir erkek’imiz var.O üzgün görünüyor. Öyleyse çok kolay etken çatılı-aktif İngilizce bir cümle kurabiliriz. “He is sad (O üzgün)”.İngilizce aktif cümle.
Let’s change it to a passive sentence.
Haydi bunu İngilizce pasif (edilgen çatı) bir cümleye çevirelim.
Let’s use a different adjective that means something very similar.
Çok yakın anlama sahip başka bir İngilizce “adjective” (sıfat) kullanalım.
For example(Örneğin);
He is depressed. There we have a verb 3, passive.
“He is depressed (O bunalmış)”. Burada İngilizce’de verb 3 yapısında, pasif bir fiilimiz var.
Let’s look at the full sentence.
Haydi tam İngilizce cümleye bakalım.
Why is he depressed? Maybe he is depressed, and we use this preposition, by, for many passive sentences, why is he depressed? Maybe he is depressed by, ah, we’ll say, his job. Maybe his job is very difficult and maybe he doesn’t like his job. So he is depressed by his job.
“Why is he depressed (O neden bunalmış?)”. Belki o bunalmış (maybe he is depressed) ve “by (tarafından/dolayı)” edatını bir çok İngilizce pasif cümle için kullanabiliriz, “Niçin bunalmış?” (Why is he depressed?)Belki bunalmış çünkü, hah, işi nedeniyle diyeceğiz.Belki işi çok zor ve belki sahip olduğu işini sevmiyor. Öyleyse işinden dolayı bunalmış (he is depressed by his job).
We can change this sentence to an active sentence.
Bu cümleyi İngilizce aktif (etken çatılı) bir cümleye çevirebiliriz.
He, is our subject, his job, is our object. If we change these, we can make a new active sentence.
İngilizce’de “O” (he) öznemiz; “(onun) işi” (his job) nesnemizdir. Eğer bunları değiştirirsek, İngilizce yeni bir aktif (etken çatılı) bir cümle yapabiliriz.
His job is, I don’t want the -ed anymore, I want a normal adjective, so I can use depressing. Which tense is this? Present continuous.
“Onun işi…” (His job is) “-ed” ekine ihtiyacım yok, bu nedenle de normal bir İngilizce sıfat “depressing (bunaltıcı)” kelimesini kullanacağım. Bu İngilizce’de hangi zaman (tense) dır? İngilizce şimdiki zaman (Present continuous).
So let’s look at a few more examples.
Haydi birkaç daha örneğe daha bakalım.
OK, we see two more men. This man, we can do a typical active sentence, he is angry, or I can do a passive sentence, he is enraged. So this just means extremely angry.He looks extremely angry or he is enraged. Why is he enraged? Maybe he’s enraged by his wife. What did she do? I don’t know.
Evet, iki adam görüyoruz.“Bu adam….” şeklinde tipik bir İngilizce aktif bir cümle yapabiliriz: “He is angry (O öfkeli).’’ ya da İngilizce pasif bir cümle yapabiliriz: “He is enraged (O öfkelendirilmiş).” Bu sadece o adam çok öfkeli anlamına gelir. O çok öfkeli veya sinirlendirilmiş görünüyor.Neden sinirli? Belki eşi tarafından sinirlendirilmiştir. O ne yaptı? Bilmiyorum.
We can make it active by taking our subject and object and changing them.
İngilizce’de özne ve nesnemizi alıp onları değiştirerek aktif (etken çatılı) yapabiliriz.
His wife is we don’t want the -ed, we want to change it to enraging.
His wife is… (Onun eşi…) Artık “mış” anlamına gelen “-ed” ekini kullanmak istemiyorum, dolayısıyla “enraging (sinir bozucu)” şeklinde düzenliyorum.
So now we have a typical active sentence with a typical adjective.
Şimdi tipik bir sıfat (adjective) ile tipik bir İngilizce aktif cümlemiz var.
All right, let’s look at just a few more, this man, maybe he’s depressed also. She looks sad. She is sad.
Tamamdır, haydi daha fazla örneğe bakalım, bu adam, belki o da bunalmış. O üzgün görünüyor. ‘’O üzgün.” (She is sad)
So again, we can do depressed, maybe she’s worried also. So I am worried is a passive sentence. She is worried also passive.
Yine “depressed (bunalmış)” yapabiliriz, belki aynı zamanda “She is worried (O kaygılı)”.“I am worried (Ben kaygılıyım)” İngilizce pasif (edilgen çatılı) bir cümledir.“She is worried (O kaygılı)” da İngilizce pasif-edilgen çatılıdır.
These two children, they am, is, are, are excited. Why? Maybe they’re going to Disneyworld, I don’t know but they are excited. Maybe if they are going to Disneyworld, let’s change the sentence, they are excited by Disneyworld changes to active, Disneyworld is exciting.
Bu iki çocuk “they, am, is, are” heyecanlı (excited).Neden? Belki Disneyworld’a gidecekler, bilmiyorum, fakat heyecanlanmışlar. Belki eğer Disneywworld’a gideceklerse, “They are excited by Disneyworld (Disneyworld’tan dolayı heyecanlılar).” cümlesini şu şekilde İngilizce’de aktif yapıya çevirelim: “Disneyworld is exciting (Disneyworld heyecan vericidir).”
So you have to think when you’re making passive or active sentences, what is important?
İngilizce Passive (edilgen) ve İngilizce active (etken) yapılı cümle kurarken neyin önemli olduğunu düşünmeniz gerekir.Is Disneyworld important in the sentence? Or are they important in the sentence? All right, so again, maybe she is shocked.
İngilizce cümlede önemli olan Disneyworld mu? Yoksa cümlede “onlar” mı önemlidir? Tamamdır, tekrar, “Maybe he is shocked (belki o şok olmuştur)”.
George Bush. Normally, George Bush is confused.
George Bush. George Bush’un kafası normalde karışıktır.
And finally, maybe again, maybe this man is in an English lesson, the English lesson is really, really long, it’s a 4-hour English lesson.
Ve son olarak, belki yine, bu adam belki bir İngilizce dersindedir ve İngilizce dersi çok, çok uzun, bu 4 saatlik bir İngilizce dersi.
The teacher is just talking and talking and talking and talking, maybe he is bored. Why is he bored? He is bored by his teacher at English lessons.
Öğretmen sadece sürekli konuşuyor, konuşuyor ve konuşuyor “Maybe he is bored (belki o sıkılmış)”. O neden sıkılmış? İngilizce dersindeki öğretmenden dolayı sıkılmış diyebiliriz.
And if we change it to active? We can say, his teacher is bored, becomes boring. So you have to be very careful when you’re using the -ing adjectives. Boring, exciting, you have to be very careful if it’s an active sentence or a passive sentence.
Ve İngilizce aktif cümleye çevirmek istersek ne olur?His teacher is bored (sıkılmış), boring’e (sıkıcı) dönüşür diyebiliriz.Öyleyse, İngilizce’de “-ing” sıfatlarını kullanırken çok dikkatli olmalısınız. Boring (sıkıcı), exciting (heyecan verici) kullanırken aktif (etken çatı) veya pasif (edilgen çatı) İngilizce cümle olup olmadıklarına çok dikkat etmelisiniz.
Let’s go to the next use of passive.
Haydi İngilizce’de passive (edilgen çatı) yapının bir sonraki kullanım şekline gidelim.
Emotions, we’ve finished emotions.
Duygular, duyguları tamamladık.
So let’s look at some examples.
Öyleyse bazı örneklere bakalım.
Victims, all right, what is a victim? I think in Turkish, victim is kurban.
Victims, Victims ne demektir? Sanırım victim Türkçe’de “kurban” anlamına gelir.
So let’s look at some examples.
Öyleyse bazı örneklere bakalım.
Ah, this is not always Kurban Bayram, right?We can have many different kinds of victims.
Ah, bu daima kurban bayramı anlamına gelmez, değil mi? Bir çok farklı kurban çeşidine sahip olabiliriz.
So let’s see a video example of some victims… OK… so, everybody was eaten by a shark in this video… OK… so, ah, in this video, we have some people who are victims, um, maybe we can also talk about her emotion.
Öyleyse haydi bazı kurban örnekleri olan videoya bakalım… Tamam… Bu videoda herkes köpek balığı tarafından yendi… Tamam… Ah, bu videoda, kurban olan bazı insanlar var, hmm belki bu bayanın duygularından da bahsedebiliriz.
She was shocked, possibly, so we have a passive emotion, why?By the birds. And maybe the glass, also, maybe the birds hit the glass, so we can say, ah, the glass was broken by the birds.
Şoke olmuş, muhtemelen, yani pasif bir duyguya sahibiz, neden? Kuşlar nedeniyle.Ve belki cam veya kuşlar cama çarptı ve bu yüzden “The glass was broken by the birds (Cam kuşlar tarafından kırıldı).”
So many different victims, many different passive emotions also.So that’s our second normal use of the passive. It’s for victims. The first is emotions, the second is victims.
Bir çok farklı kurban ve farklı pasif anlamda kullanılan duygu ifadeleri. Yani bu İngilizce’de pasif (edilgen çatı) yapısının ikinci genel kullanımıdır. Kurbanlar için.İlki duygular, ikincisi kurbanlardır.
Let’s look at the final use.
Haydi sonuncu kullanımına bakalım.
Processes(İşlemler)
How we do things. Step by step.
Birşeyleri nasıl yaparız? Adım adım.
So let’s look at a video of a chef and he’s going to show us how to cook something.
Haydi bir aşçının videosunu izleyelim, bize birşeylerin nasıl pişirildiğini gösterecek.
“We’re going to make omelettes. Omelettes are fantastic, they’re cheap, they’re flexible, you can use all sorts of different things, crispy bacon, mushrooms, tomatoes, cheeses, you name it.
“Omlet yapacağız. Omlet çok güzeldir, ucuz ve pratik bir yemektir ve gevrek pastırma, mantar, domates, peynir ve aklınıza gelen her çeşit malzeme kullanabilirsiniz, adını siz koyun.
I think omelettes are the kind of thing that don’t really get, ah, the sort of credit they’re due, actually, if they’re cooked beautifully, they are incredible, they’re cheap, eggs are one of the best forms of protein, go free-range organic eggs, you’ll be laughing. Personally I use three eggs for a main course omelette. Just crack them in like this.
Omlete hakettiği önemin verilmediğini düşünüyorum, aslında eğer güzel pişirilirse, omlet çok harikadır, inanılmazdır, yumurtalar en iyi protein kaynaklarındandır, organik köy yumurtası kullanın, sizi gülümsetir.Kişisel olarak ana yemeklerde üç yumurta kullanırım.Yumurtaları tam bu şekilde kırın.
Get your egg, crack it on the side, open it up, if for any reason you got shell in there, use the half of the shell to get the shell out, and if you try it with your fingers, you’ll be going like this all night and it won’t work.
Yumurtanızı alın, kenarından kırıp içini açın, her hangi bir şekilde içine kabuk parçası karışırsa, onu kabuğun diğer yarısını kullanarak çıkartın ve eğer parmağınızla yapmak isterseniz, tüm gece şu şekilde uğraşırsınız fakat işe yaramaz.
So get your salt and pepper, like that, some people put milk and cream, I don’t, at all, I’ve got a pan, the right size pan about, sort of, 7 inches, I guess, ah, that’s on a medium heat.
Tuz ve biber atın, bazıları süt ve krema ekler ama ben hiç yapmam, tam ideal ölçüde, yaklaşık 7 inç büyüklüğünde orta ateşte ısıtılmış tavam var.
Whisk up your eggs, just a little bit of oil, extra virgin is obviously a nicer way to go, a knob of butter in there, let that start to melt, give it a … about in the pan, you want to coat the bottom of the pan like that.
Yumurtanızı çırpın, biraz sıvı yağ ekleyin, doğal sızma zeytinyağı kesinlikle daha iyidir, bir yumru büyüklüğünde margarin koyup eritin… ve tavanın tabanını şu şekilde kaplamalısınız.
The good thing about omelettes and eggs is that if you get the first one wrong, then learn from it, try again, and just get it perfect, ‘cause they’re cheap.”
Omlet yapmak ve yumurta pişirmenin iyi yönü şu, eğer ilk seferde hata yaparsanız, bundan öğrenip tekrar deneyerek mükemmelleştirebilirsin, çünkü ucuzlar.
OK, so let’s talk about what’s happening. He’s making the omelette.
Tamamdır, haydi neler olduğu hakkında konuşalım.O omleti yapıyor.
We have some example sentences.
Birkaç örnek cümlemiz var.
First he broke the eggs. Or we can change it to the eggs are broken. So what’s the difference between the butter is melted and, if we make the active sentence, he melted the butter?
İlk olarak yumurtaları kırdı. Bu cümleyi İngilizce’de “Eggs are broken (yumurtalar kırıldı)” şeklinde değiştirebilir miyiz? İngilizce’de “Butter is melted (yağ eridi)” ile “He melted the butter (O yağı eritti)” arasındaki fark nedir?
So we’ve got our passive sentence, and our active sentence. Why are we using passive for this video of how to make an omelette? Because when you’re reading a recipe in a recipe book, the person who is making the omelette is not important. The omelette is important.
Burada aktif (ekten çatı) ve pasif (edilgen çatı) yapısında İngilizce cümleler var. Omlet yapmak ile ilgili bu videoda neden İngilizce pasif (edilgen çatı) yapısını kullanıyoruz? Çünkü bir yemek tarifi kitabından yemek tarifini okurken, omleti yapanın bir önemi yoktur.Önemli olan omlettir.
Omelettes. Can they breathe? Can they eat? Can they live? No. So omelettes are passive. So if the important topic is the omelette, then we must use a passive sentence because omelettes are not active, they’re passive.
Omlettler. Onlar nefes alabilir mi? Onlar yemek yiyebilir mi? Canlı mıdır? Hayır. Öyleyse omletler pasif konumdadır. Dolayısıyla önemli olan konu omletler ise, omletler aktif değil pasif konumda oldukları için İngilizce’de pasif (edilgen çatı) yapısını kullanmalıyız.
So let’s look at one more video of a different kind of process.
Farklı bir süreç anlatan bir video daha izleyelim.
Shisha or Nargile.
Shisha diğer adı Nargile.
So first, our sentence, the water is poured into the bottle. Maybe then, the top is pushed into the bottom. The plate is put on top. We can continue, is put, is put, is put. Now the tobacco. The tobacco is put into the bowl. Is the person important? No. The nargile is important.
İlk olarak, cümlemiz su şişeye doldurulur. Belki ardından üst kısım aşağı itilir. Plaka üst kısma yerleştirilir. “…konulur.”, “…yerleştirilir” şeklinde devam edebiliriz. Şimdi sıra tütüne geldi. Tütün seramik kabın içine konur. Bu işi yapan kişi önemli midir? Hayır. Nargile önemlidir.
So we use passive.
O zaman İngilizce’de pasif (edilgen çatı) yapısını kullanıyoruz.
So that is our final use of passive.
Bu İngilizce’de pasif yapının son kullanım şeklidir.
So, again, the first one, emotion, the second one, victims, and finally, process.
Öyleyse tekrar edecek olursak, İngilizce’de birinci kullanım alanı duygular, ikincisi kurbanlar ve sonuncusu süreçlerdir.
So thank you again for watching the Speak English® video lesson series.
Speak English® İngilizce video dersleri dizisini izlediğiniz için tekrar teşekkür ederim.
I hope you enjoyed the video.
Umarım bu videoyu beğenmişsinizdir.