For apologies we often use:
“I’m (really) sorry, but I can’t/couldn’t + infinitive”.
(Özürler için sıkça:
“I’m (really) sorry, but I can’t/couldn’t + infinitive” kullanırız.)
Example (Örnek):
I’m really sorry, but I can’t come tonight.
(Gerçekten özür dilerim, ama bu gece gelemem.)
I’m really sorry, but I couldn’t finish the report on time.
(Gerçekten özür dilerim, ancak raporu zamanında bitiremedim.)
I’m sorry, but I can’t help you move house tomorrow.
(Özür dilerim, ancak sana yarın evin taşınmasında yardımcı olamayacağım.)
For reasons we often use:
“I have/had to + infinitive”.
(Sebepler için sıkça:
“I have/had to + mastar” kullanırız.)
Example (Örnek):
I have to work late.
(Geç zamana kadar çalışmam gerekiyor.)
I had to go to a meeting.
(Bir toplantıya katılmam gerekiyor.)
I have to take my son to football training.
(Oğlumu futbol antremanına götürmem gerekiyor.)
For promises we often use:”I’ll + infinitive”.
(Vaatler için sıkça: “I’ll + mastar” kullanırız.)
Example (Örnek):
I’ll see you on Friday.
(Senin ile Cuma günü görüşürüz.)
I’ll help you unpack.
(Sana boşaltmada yardımcı olacağım.)
I’ll do it tomorrow, I promise.
(Yarın o işi yapacağım, söz veriyorum.)
To respond to an apology we often use these phrases:
(Bir özüre cevap vermek için sıkça aşağıdaki cümle dizilimlerini kullanırız:)
Example (Örnek):
Oh, don’t worry. Another time, maybe.
(Tamam, merak etme.Başka bir zaman, belki.)
Oh dear. What happened?
(Aman tanrım.Ne oldu?)
Oh, right. Why not?
(Ah, tamam.Neden olmasın?)
NB: In this type of conversation there is usually a pattern: “we apologise”, “give a reason”, and then “make a promise”.
(NOT: Bu tür konuşmalarda genelde bir kalıp söz konusudur: “özür dileriz”, “sebep belirtiriz”, ve sonra bir “vaatte bulunuruz”.)
Example (Örnek):
A: I’m really sorry, but I can’t see you tonight.
(A: Gerçekten kusura bakma, ancak seninle bu gece görüşemeyeceğim.)
B: Oh right. Why not?
(B: Ah tamam.Neden peki?)
A: I have to work late. I’ll see you tomorrow, I promise!
(A: Geç vakte kadar çalışmam gerekiyor.Senin ile yarın görüşürüz, söz veriyorum!)